Sayfalar

24 Eylül 2011 Cumartesi

Sınavlar dolayısı ile blogun üniversite hazırlık bloguna dönüşme olasılığı..

...oldukça yüksek efenim. Çünkü hayatım okullar açılınca otomatikman makineleşiyor. Erken kalk, servise bin, okula git, ders dinle-ve mümkün olduğunca gözlerini açık tutmaya çalış- sonra eve gel bilmem ne derken sana kalan zamanda ya ders çalışacaksın ya da eğlenceli işler yapacaksın. Mümkün olduğunca paylaştırmaya çalışıyorum baktım derse yeterince zaman ayırmıyorum okulda boş derslere atıyorum falan. Örnek öğrenci oldum resmen *-*
Önceki yazımda yeni öğretmenlerimin dandikliğinden bahsetmiştim ama onlar meğer en iyileriymiş. Yeni program verdiler bize kalan 2-3 düzgün denebilecek şartlara sahip hocayı da elimizden aldılar. Bu sene bi an önce bitmeli azizim.
Bu arada eve geldiğimde bikaç saat anime izlemeye özen gösteriyorum formdan düşmemek(!) için. Kuuchuu Buranko ve Usagi Drop bitirdim en son. İkisi de kısa ama harika seriler.
Kuuchu Buranko'nun konusundan çok animasyonuna bayıldım. Konusu psikolojik rahatsızlıklar olan bir animeye hem deli dolu bi doktor hem de onu destekleyici rengarenk renklerden daha iyi giden bir şey olamaz zaten~
Her bölümde bir hastanın rahatsızlığını belirliyor ve ona çözüm buluyoruz. Aynı zamanda birden ortaya çıkan "Fukuichi"nin bize yaptığı hastalık hakkındaki bilimsel açıklamalarını can kulağıyla dinliyoruz.
Bölümlerin hepsi aynı tarihlerde geçtiği için bi bölümdeki karakteri gözlerken diğer yandan bir önceki  bölümdeki hatta ondan önceki bölümdeki karakteri görmemiz mümkün.
Diğer animemiz olan Usagi Drop daha sakin bir anime. Bir yandan Rin'in büyümesini izlerken öbür yandan Daikichi'nin Rin için yaptığı fedakarlıkları ve onun da büyümesini(!) izliyoruz. Konusu gibi animasyonu da gayet sade ve sevimli..
Hazır sade animelerden giderken herkesin önerdiği Mushishi'yi izlemeden olmaz. En kısa zamanda başlayacağım sana da! Ama önce Evangelion <3

19 Eylül 2011 Pazartesi

İlk gün mü? Bok gibi mi? Nerden bildin?!

Evey sayın seyirciler biliyorsunuz ki bugün okulun ilk günüydü. Sabahın köründe kalk, servis bekle, okula git, müdürü ve çenesi düşük bilumum insanın gürültüsünü dinle-bu müdürler çok konuşunca prim falan alıyolar bence o.O bana para vermedikleri sürece o kadar konuşmam yani-, sonracıma sınıfını bul otur ve bekle.. bekleee... Sonunda bi hoca! Hem de ne hoca! Kendisini ilk kez görüyorum ve duyumlarıma göre; bana soru sor seni sevim sözlü notu verim der, soru sorarsın neresini anlamadın gerizekalı der, o soru sorar yapamazsın seni rezil eder. Hoca hakkında duyumlarım bunlar. Sonra bi edebiyatçı var trt4 gibi adam. Bi cümle söylesin anında herkesin kafalar düşüyo... Nasıl çekilecek bunlar bi sene bilmiyorum..
Sınıf seçmeli ders olarak bio mu fizik mi karar verememiş durumda. 15 bio 15 fizik isteyen var. Kura çekilecekmiş yarın. İşalla bio çıkar lan! Fizikle aram hiiç iyi olmadı ki! Sadece benim değil bu salakların da süper değil ne bok yemeye fizik istiyolar ki?! Hadi fizik çıktı Zarife giriyo lan derse daha baştan kaybetmedik mi?! Bunları mantıklı bi şekilde düşünmenizi ve bio seçmenizi rica ediyorum litfen ama!
Hocalarımdan dersini kendimi zorlamadan zevkle dinleyeceğim tek kişi ingilizcecimiz. Kendisi 9. sınıftayken bizim dersimize giriyordu ve çok güzel anlatır. Tabi zor da sorar ama anlayınca yapıyor insan caanım.
Bi de kendime çizelge hazırladım özel durumlar olmadıkça uymaya çalışacağım. Hadi bana kolay gelsin!

17 Eylül 2011 Cumartesi

Hey Jüpiter!

Şimdi ben burçları okumayı pek severim. Dergilerde olsun astroloji kitaplarında olsun. Ama inanmam bi de öyle saçma bi durum var. Mesela arkadaşına Yay'ı okuyorum bir şey söylüyorum "oha aynı ben", devam ediyorum "yuh bu kadar olmaz ayynısı yahu", "...bağlılığı sevmezler..." "aha işte işte aynı ben dimi baksana yaa".
Ya bi git allasen neresi aynı? Orda yazıyor ortamlarda akar makar senin bütün ortamın tv karşısında maden suyun ve cipsin be!
Ağustos doğumlu biri olarak Aslan burcuyum diye ortalıkta dolanmaktan gurur duyuyorum ama bi sorunumuz var; burcumla uyuşamıyorum! Capcanlıdır, enerjiktir, kendini beğenmiştir, süslüdür zarttır zurttur.. Bi kere uyuşuğun tekiyim, ayrıcana bakmayın öyle gayet mütevazi bi insanım biri iltifat edince bi tuhaf olurum böyle, evden çıkmadıkça da ne bakım ne makyaj yani.. Durum vahim yani. Başka var mı bana tam uyan burç diye bakındım ama cık yok burçsuz kaldım resmen. Biraz ondan biraz şundan katarak bana yeni burç bulduk ama ismi yok daha ehe.(Hiiç kusura bakma Hatice 'Bili burcu' gayet saçma -__-)

Şimdi onu bunu bırakın da 2 gün sonra okullar açılıyo laaan! Bi de son sınıfım ben laaan!
Gerçi son sınıf olmanın pek bi getirisi yok bi kantin/yemekhane kuyruklarında en öne kaynak yapabiliyorsun(müdür onaylı, boru değil) bi de okulda bi havan oluyor özellikle çömlere karşı. O yani. Bi de ortanca katı bize verecekler ki sınıfların her biri düğün salonu gibi, bi de dolu dolu sıralar.. Sınavlarda herkes ayrı bi sıraya oturabilecek yani, kopya devri çöküş döneminde yani.. Vazgeçiyor muyum? Haayııırr...

Tatil başlamadan önce kendime 20 maddelik bi liste yapmıştım "bu yaz bunlar yapılacak" diye. Sadece 2 maddesini gerçekleştirebildiğim için koydum kenara, seneye artık..
Azıcık daha kuuchuu buranko izlemeliyim...

13 Eylül 2011 Salı

e.f.

Animelerin openinglerini izlemem genelde, direk geçerim. Ama bu openingi pek severim her seferinde tekrar tekrar dinledim.


Ve 2.si..
Ayrıcana tavsiye de ederim çok pis. Harika seridir.

6 Eylül 2011 Salı

Sırf Origa'nın ne dediğini anlayabilmek için Rusça öğrenebilirim. Yok böyle bi ses!
Kışlık şarkıları da asmak gerek, nerde benim apocalypticalarım?

5 Eylül 2011 Pazartesi

Kimileri diyo sen çok değiştin; eskisi gibi değilsin artık. -şair burda kişinin kötü biri olduğunu ima ediyor-
Kimileri diyo hiç değişmemişsin; hala eskisi kadar safsın. - şair burda saf derken temiz değil süzme salak anlamını kullanmış-
Kimisi de diyor ki, değiş! -şair burda ne diyor siz bulun-

Şamar oğlanına döndüm resmen lan.

3 Eylül 2011 Cumartesi

Döndük falan işte.

Başlık her şeyi açıkladığına göre uzatmaya gerek yok benim üstün zekalı cancağızlarım. Daşş bulgar kızları/erkeklerini geride bırakıp vat.. yok lan öyle bir şey neredeyse herkes Türk'tü be. Bir de çingeneler falan vardı pazarların orda o yani. Sınıra yakın illerden uzaklaştıkça Bulgar sayısı artıyordu ama onlarda da öyle aşırı taş yoktu bildiğin insan. Bir de ilk günler dağ bayır gezdirdiler bana, ayaklarım zaten kartondan benim, yara bere oldular hep mnaki. Sonraki günler medeniyet gördük ama neyseki.
Onun dışında sınav tarihleri de yaklaştı işte edebiyatı 5 matematiği 0 yapıp oturcam aşşaa.
Sonra okullar açılacak, kendimden beklentilerim büyük!
-Okulun ilk günü şişman arkadaşlara "Sen kilo mu verdin lan? Enee valla vermişin haa" denilecek, sevndirilecek.
-Zayıf arkadaşlara da "Sana da tatil yaramış haa toplanmışın bi güzellik gelmiş." denilecek, onlar da mutlu edilecek.
-Tatile gitmiş olan erkek arkadaşlara "Bana bişi getirmedin mi lan hıyar!" denilecek tavır yapılacak. Sonra çevre toplanıp tatil muhabbetleri ve dedikodular yapılacak.
-Takvim ve not defteri elde edilecek, sınav tarihleri unutulmayacak.
-Konu anlatımlı kitaplar edinilecek ve çalışmaya çalışılacak.
-Son olarak da bu listeye uyulacakk.. cakk..
Şincilik aklıma gelenler bunlar.
Şimdi sırada çok yakın olduğum bi arkadaşımın doğduğu güne paralel olan gün var. Şimdilik ne alsam derdine girmek istemiyorum haftaya buluşup ne istiyosa alıcam. Aslında aklımda güzel bi hediye var ama... neyse o sonra sonra.

Son olarak, ulan Eflatun ne sıkıcı adamsın!