Sayfalar

27 Haziran 2011 Pazartesi

Aah.. selam!

2 saattir boş boş bakıyorum bir şeyler yazmak için karar veremedim ne yazsam en iyisi başlayayım o kendiliğinden gelir. Bloga bakıp bakıp hiç bir şey yazamadan çıkmak üzüyo tabi insanı, sorumluluk gibi mi görmeye başladım ne? Kaliteli şeyler yazmak lazım ama evde malak gibi uyuyorum değişik şeyler de olmuyor ki. Haa sehpaya çarptığım serçe parmağımın acısını içerecek kadar ezik şeyler de yazabilirim tabi ama önceki kayıtlarda paylaştığım aile resmi(!) yüzünden yeterince utanç içerisindeyim!!! :D Ne malız lan biz. Neyse öhöhöm~
Aslında şaka yaptım bütün gün uyumuyorum yatmadan önce 100 sayfa falan kitap da okuyorum nabeer. Tabi tek bi kitaba bağlı kalamadım hiç; 4 kitap birden okuyorum ehi. Hepsinin yarısına geldikten sonra tek bi tanesine ağırlık verdim şimdi; Nietzsche ağladığında-Irvin D. Yalom amcamız yazmış. Bu adamın Divan diye bi kitabı daha varmış onu da okumak isterim ama burada hiç bir zaman istediğim kitapları bulamadım ki! Her yerde aynı kitapları görmek iğrenç bi duygu. Bi de Angela Livingstone un Salomé adlı kitabını merak ettim nitekim o kadının özgüveni beni sinir etmeye başladı, ders mi almalıyım acaba? yok canım..
Bi de kendime liste yaptım bu yaz yapacaklarım diye, eğer bi tanesine bile uymazsam kışın dondurma yimememe cezası koydum kendime *eheh*. 10 madde mi ne var zaten ya ve inaanmayacaksınııızzz maddelerin içinde ders çalışmak da vaaar! Şaka gibi dimii? Sınav çocuğuyuz ne de olsa.
Şimdilik bu kadar aklıma yazacak başka bir şey gelmiyor. Sürekli yanında not defteri bulundurmak iyi fikir. Hatta günlük tutmaya başlayabilirim.
"Sevgili günlük, bugün 12 saat uyudum sabah elma yedim okkibbye."
Bi de şimdi farkettim ben ne zamandır resim çizmiyorum yahu! Şimdi kalemimi kağıdımı kuşanıp bir şeyler karalamaya çalışayım. Bakalım neler neler çıkacak..

4 yorum: