Sayfalar

27 Aralık 2012 Perşembe

Neredeyse yarım yıl geçmiş, yıllanmışız azizim..

Küçükken hep seçilmiş kişi olmak istemişimdir. Hani olur ya çizgifilmlerde seçilmiş kişi veya kişiler olur, maceradan maceraya atılınır; çoğul olunca sıkı dostluklar kurulur, sonra hep iyiler kazanır falan.. Büyüyünce ne olacaksın denildiğinde aklıma direk o karakterler gibi olmak gelirdi. Kahraman değil yanlış anlaşılmasın benim kastım bambaşka. Ne bileyim..
Gerçi daha kendi yaşamımda bile başrol ben olmuyorum bazen. Hayatıma giren insanların karakterleri benimkinden baskın, kaptırıveriyorum kendimi genellikle.. İleriye bakmaya çalıştığımda gözümün önüne elime aldığım bir meslekten ziyade kendimi çok acayip işler yapan biri olarak görüyorum. Tabi bunların arasında dünyayı kurtarmak falan yok. İnsanlardan gün geçtikçe soğuyorum, daha doğrusu onlar soğutuyorlar kendilerini, bunları mı kurtaracağım ben? Eciş ile bücüş yer onları işalla.
Neyse buralara uğramayalı asırlar olmuş. Bu sıralarda ben üniversiteli oldum hatta finallerim yaklaştı ehe. Genellikle göçebe hayatı yaşıyorum fakat en sık uğradığım mekan yurt maalesef. Tabi yurt maceralarımı buraya yazıp kimsenin ciğerini kanser etmeye çalışmayacağım. Şu an bile oda arkadaşlarımı(!) boğazlamayı düşünmüyor değilim çünkü :)
Bölümüm itibariyle arada felsefik şeyler de karalarım buraya, yaşadığım aydınlanmalardan bahsederim canım isterse, hatta iyi bir çocuk olursanız size Hergele'de çay bile ısmarlayabilirim :)
Zeus sizi korusun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder